|
Türkçe
Jun 22, 2012 11:52:07 GMT 3
Post by ancalimon on Jun 22, 2012 11:52:07 GMT 3
Bir şey soracağım şimdi Türkler Sarı ırka mı Beyaz ırka mı mensup? Türkler her türlü ýrktan olabilir çünkü Türklük "Amerikalýlýk" hatta "Avrupalýlýk" gibi alt kimliklerden bile daha alt bir kimliktir. Özellikle uzak geçmiþte. Türk sözcüðü zaten etimolojik olarak büyük olasýlýkla "belli baþlý töreleri izleyen, bir arada yaþayan ve bundan güç alan, kültür sahibi olan topluluk" demektir.
|
|
|
Türkçe
Jun 22, 2012 16:50:54 GMT 3
Post by H. İhsan Erkoç on Jun 22, 2012 16:50:54 GMT 3
Bir şey soracağım şimdi Türkler Sarı ırka mı Beyaz ırka mı mensup? Her ikisine de.
|
|
|
Türkçe
Jun 22, 2012 16:54:41 GMT 3
Post by H. İhsan Erkoç on Jun 22, 2012 16:54:41 GMT 3
Bir şey soracağım şimdi Türkler Sarı ırka mı Beyaz ırka mı mensup? Türk sözcüðü zaten etimolojik olarak büyük olasýlýkla "belli baþlý töreleri izleyen, bir arada yaþayan ve bundan güç alan, kültür sahibi olan topluluk" demektir. Ben Türk adının "türemiş" anlamını taşıdığını savunan görüşü daha uygun buluyorum, zira sondaki -k eki fiilden isim yapan bir ektir. Benzerleri şunlar: Kazak (aslı Kezek olmalı ama sertleşmeye uğramıştır, "Gezen" anlamındadır) ve Yörük (kökü yörü- yani "yürü-" fiilinden gelmiştir, "yürüyen" anlamındadır). Türk de bu durumda "türe-" fiil kökünden "türemiş" anlamında yaratılmış olmalıdır. "Türk" adını taşıyan ilk topluluk olan Göktürkler'deki türeyiş efsâneleri de bu görüşü desteklemektedir.
|
|
|
Türkçe
Jul 2, 2012 14:19:20 GMT 3
Post by kayra on Jul 2, 2012 14:19:20 GMT 3
Kür Şad isimi ile ilgili 2 teorim var.
1) Bildiğiniz gibi Göktürk alfabesinde "H" harfi yok ve "h" sesini de "K" harfi karşılıyor.Kür Şad'ın da asıl isminin "Şu Tigin" olduğunu ve "Kür Şad"ın bir lakap olduğunu biliyoruz. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda "Kür Şad" değil de "Hür Şad" olma olasılığı karşımıza çıkıyor.
2)Öz Türkçe de bazı "K" lerin günümüzde "G" olarak geçtiğini biliyoruz. Yani "Kün"-"Gün" gibi bu olaya bakınca da "Kür Şad"ın "Gür Şad" olma ihtimali karşımıza çıkıyor.
Sizin fikriniz nedir?
|
|
|
Türkçe
Jul 3, 2012 12:27:14 GMT 3
Post by H. İhsan Erkoç on Jul 3, 2012 12:27:14 GMT 3
"Kür Şad" ve "Şu Tigin" unvanını Hüseyin Nihal Atsız "Bozkurtlar Ölüyor" romanındaki ana karakter için bulmuştur. Romanın esinlendiği tarihî olay Çin kaynaklarından bilinmektedir ve imparatorun otağına (romanda baskın başkentteki saraya yapılır ama kaynaklarda baskının imparatorun bir gezisi sırasında otağına yapıldığı yazılıdır) baskın yapan Göktürk soylusunun adı Jie-she-shuai (Chieh-she-shuai) 結射率, Jie-she-shuai (Chieh-she-shuai) 結社率 ya da Jie-she (Chieh-she) 結社 biçimlerinde geçmektedir (Çince'yi Latin harfleriyle yazmak için şu anda yaygın olan iki yöntem vardır, parantez içinde olanlar eski Wade-Giles yöntemiyle yazılmıştır). Nihal Atsız buradaki Jie 結 karakterinin Türkçe "Kür" kelimesi için kullanılmış olacağını düşünmüştür, ancak bu karakterin o dönem okunuşunu E. G. Pulleyblank "kjiat" olarak vermiştir ve bu okunuş da Türkçe "Köl" ya da "Kür" sözcüklerini vermekten uzaktır (bu ve benzeri Türkçe sesleri Çinliler yazarken daha farklı karakterlerle karşılamışlardır; örneğin "Köl" kelimesini Que 闕 [Ch'üeh] olarak yazmışlardır). Nihal Atsız'ın "Şad" unvanı olarak aldığı She 射 ve She 社 karakterleri de dönemin kaynaklarında Göktürklerin "Şad" unvanı için kullanılan She 設, Sha 殺, Sha 煞 ve Cha 察 karakterlerinden farklıdır. E. G. Pulleyblank'e göre She 射 ve She 社 karakterlerinin o dönemde Çincedeki okunuşunu ʂɦia` idi; halbuki Çinlilerin "Şad" için kullandıkları karakterlerin okunuşu, N. Atsız'ın "Şad" sandığı karakterlerin aksine "Şad"a benzer bir okunuş vermektedir: She 設 -> ʂiat, Sha 殺 -> ʂat, Cha 察 -> tʂhat. Nitekim kaynaklara baktığımızda Jie-she-shuai'ın herhangi bir Şad unvanı aldığını da görmüyoruz. Zaten kendisi romandakinin aksine Şad olabilecek derecede yüksek bir konumda değildi çünkü Şad unvanı yalnızca kağanların çocuklarına veriliyordu, halbuki Jie-she-shuai, o dönemdeki kağanın kardeşinin daha düşük rütbeli bir akrabası idi. Çin kaynaklarından baskını yapan kişi olarak bildiğimiz Jie-she-shuai'ın 結社率 adının o dönemdeki Çince okunuşu E. G. Pulleyblank'e göre Kjiat-ʂɦia`-suj` şeklindedir ve bu ad da bir şadlık unvanından çok başka bir ada, takma ada ya da unvana benzemektedir. Ancak ne yazık ki bunun o dönemdeki Türkçesinin ne olduğunu henüz bilemiyoruz. Göktürk yönetici tabakasında örnekleri görüldüğü gibi bu ad ya da unvan belki de Türkçe yerine Soğdça olabilir ya da başka bir yabancı dile ait bile olabilir. N. Atsız Sinolog olmadığı ve Sinoloji'nin Çince'nin eski okunuşu gibi çetrefilli bir meselesine girmediği için tarihî bir olaydan esinlenerek yazdığı romanındaki karakterlere Türkçe adlar ve unvanlar bulmaya çalışırken Çince'ye uymayan isimler ortaya çıkarmıştır. Üstelik sırf Kür Şad örneğinde değil, romanda daha başka karakterlere de tarihten bildiğimiz gerçek unvanlarına uymayan yeni adlar ve unvanlar bulmuştur (örneğin, Doğu Göktürklerin son hükümdarı olan kişi romanda Kara Kağan olarak geçmektedir, N. Atsız bunu Çince Xie-li Ke-han [Hsieh-li K'e-han] ya da Jie-li Ke-han [Chieh-li K'e-han] 頡利可汗 biçiminden esinlenerek bulmuştur ancak Xie-li'yi 頡利 Çinliler Türkçe "İllig" kelimesi için kullanmışlardır). Kendisinin edebiyatçılığına ya da tarihçiliğine yönelik bir eleştiri elbette getirmiyorum, romanındaki karakterlere ad bulmak için Çince'nin zor bir meselesine girmesine de elbette gerek yok, ancak düzeltmek istediğim nokta romandaki karakterin adının tarihî kişinin gerçek adı sanılmasıdır.
|
|
|
Türkçe
Jul 15, 2012 20:39:06 GMT 3
Post by pecheneg on Jul 15, 2012 20:39:06 GMT 3
Her ikisine de, aslına bakarsan bundan 1000 yıl önce ki Türkler arasında bile ırk-birliği yoktu, bu yüzden belirli bir Türk ırk-tipi aramak saçmalık. ibn fadlan bir Türk kavmi olan Volga Bulgarının aksine, başka bir Türk kavmi olan Peçenekleri oldukça esmer insanlar olarak tanıtıyor seyahatnamesinde. Aynı şekilde eski Kırgızlar Kızıl saçlı tarif edilirken, başka Türk boyları oldukça asyalı görünümlü olarak karşımıza çıkabiliyor. Doğudan Batıya doğru gidildikçe asyalı görünümde azalıyor, tabi batıya giden Türk boylarının karıştığı gerçeği de yadsınamaz, bunda gocunacak birşey de yok, tarih böyle işlemiştir, göktürk konfederasyonu dağıldıktan sonra doğudan aral gölü çevresine yerleşen Oğuzlarla, Selçuklu Oğuz-Türkmenleri de muhtemelen pek birbirlerine benzemiyorlardı çünkü Oğuzlar bünyelerinde birçok kavmi de eriterek göç ettiler anadoluya.
|
|
|
Türkçe
Jul 16, 2012 11:10:38 GMT 3
Post by H. İhsan Erkoç on Jul 16, 2012 11:10:38 GMT 3
Evet, Kaşgarlı Mahmud da Seyhun kıyılarında yaşayan Soğdluların zamanla Türkleşerek Oğuzlar'ın içinde eridiklerini yazmıştır.
|
|
|
Türkçe
Jul 26, 2012 1:18:20 GMT 3
Post by pecheneg on Jul 26, 2012 1:18:20 GMT 3
Evet, Kaşgarlı Mahmud da Seyhun kıyılarında yaşayan Soğdluların zamanla Türkleşerek Oğuzlar'ın içinde eridiklerini yazmıştır. edit-removed
|
|
|
Türkçe
Jul 26, 2012 1:25:09 GMT 3
Post by pecheneg on Jul 26, 2012 1:25:09 GMT 3
Evet, Kaşgarlı Mahmud da Seyhun kıyılarında yaşayan Soğdluların zamanla Türkleşerek Oğuzlar'ın içinde eridiklerini yazmıştır. Kesinlikle doğru, Oğuzların yüzlerinin Tacik'e döndüğünden ve lehçelerinin revanlaştığından bahsedilir. Orta asya - maveraünnehir- horasan bölgelerinde Oğuzlar birçok kavimle karıştı, bugün anadolu Türkçesinde bazı soğdca ve diğer orta asya irani kökenli sözcüklerin varlığını da buna bağlayabiliriz. Daha sonra anadolu'ya göç eden Türk-Oğuz boyları anadolulularla da karıştılar. Dediğim gibi gerçekçi olmakta fayda var, yoksa kalkıpta bazı art niyetli kişiler bu meseleyi saptırabiliyor. Sen kalkıp biz 2000 yıldır hiç karışmadık dersen saçma olur. Avrasya'da saf bir ırk aramak saçmalık, hele ki söz konusu Türk kavimleri ise... Bugün Hint-Avrupa dili konuşan avrupa ülkelerinin çoğunun aslında köken olarak Kurgan asıllı hint-avrupalı göçerlerle ilgisi yok, ama konu Türkler olunca ikiyüzlülük başlayıveriyor
|
|
|
Türkçe
Jul 27, 2012 13:14:51 GMT 3
Post by H. İhsan Erkoç on Jul 27, 2012 13:14:51 GMT 3
Bir hocamın da dediği gibi, Neolitik Dönem'den beri dünya üzerinde karışmamış hemen hemen hiçbir insan topluluğu yoktur.
|
|
|
Türkçe
Aug 3, 2012 2:30:05 GMT 3
Post by ancalimon on Aug 3, 2012 2:30:05 GMT 3
Türk sözcüðü zaten etimolojik olarak büyük olasýlýkla "belli baþlý töreleri izleyen, bir arada yaþayan ve bundan güç alan, kültür sahibi olan topluluk" demektir. Ben Türk adının "türemiş" anlamını taşıdığını savunan görüşü daha uygun buluyorum, zira sondaki -k eki fiilden isim yapan bir ektir. Benzerleri şunlar: Kazak (aslı Kezek olmalı ama sertleşmeye uğramıştır, "Gezen" anlamındadır) ve Yörük (kökü yörü- yani "yürü-" fiilinden gelmiştir, "yürüyen" anlamındadır). Türk de bu durumda "türe-" fiil kökünden "türemiş" anlamında yaratılmış olmalıdır. "Türk" adını taşıyan ilk topluluk olan Göktürkler'deki türeyiş efsâneleri de bu görüşü desteklemektedir. Bana hep -k son eki topluluk anlami tasiyormus gibi geliyor. OK sözcüğünün sıkışmış hali gibi. Bir de türemek ve töre sözcüklerinin zaten etimolojik olarak ilişkili olma olasılığı oldukça yüksek. Örneğin "culture" sözcüğü de "cultivate" sözcüğüyle ilişkili. "Töre" sözcüğü de "culture" sözcüğünün Türkçedeki en yakın karşığı. Hatta biraz yaratıcı olursak tesadüften olacak "culture" sözcüğü bile Türkçe düşünülürse "törenin, tarlanın, tarımın; toprağın işlenmesinin bir yerde birikip çevreye yayılması" ile bir benzerlik taşıdığını görebiliriz. "cultivate" sözcüğü de aynen bir mantarın sporlarının bir yerde birikip çevreye yayılması anlamı taşıyor zaten.
|
|
|
Türkçe
Aug 7, 2012 9:57:11 GMT 3
Post by kayra on Aug 7, 2012 9:57:11 GMT 3
Bu gün bazı araştırmalar yaparken çok değişik bir şey okudum ne kadar doğru bilemem.Türk mitolojisinde Ejderhalar çok büyük önem taşıyormuş,özel ejderhalar varmış. Bunlardan biride Eviren(Evren) imiş. Bu ejderha Dünyayı havada tutar ve döndürürmüş.Ayrıca Türk kültüründe Bükrer ve Sangal isimli 2 düşman ejderha bulunurmuş. Eğer bu okuduklarım doğruysa şaşırtıcı bir şekilde Türklerin diğer medeniyetlerden çok önce dünyanın havada olduğunu,yuvarlak olduğunu ve döndüğünü bilen bir medeniyet olduğunu çıkarabiliriz. Gerçekten çok ilginç. Hem de Göçebe,teknolojik araştırmaları az olan bir medeniyet için.
|
|
|
Türkçe
Oct 13, 2013 0:38:55 GMT 3
Post by bilgechanyu on Oct 13, 2013 0:38:55 GMT 3
Merhaba
Son 8 - 9 aydır antik Çin ve Türk tarihine merak saldım. Neticede bu forumu buldum.
|
|
|
Türkçe
Oct 13, 2013 13:04:30 GMT 3
Post by H. İhsan Erkoç on Oct 13, 2013 13:04:30 GMT 3
Hoşgeldiniz
|
|
|
Türkçe
Oct 14, 2013 0:48:20 GMT 3
Post by bilgechanyu on Oct 14, 2013 0:48:20 GMT 3
Hoşbuldum
|
|